Soru
Tanrı'nın bizim için savaşacağı ne anlama gelir (Mısır'dan Çıkış 14:14; Yasa'nın Tekrarı 1:30)?
Yanıt
Tanrı'nın bizim savaşlarımızla savaşacak olması, yaşamımızda kötü şeyler olduğunda acı çekmemize, kaygılanmamıza ya da cesaretimizin kırılmasına gerek olmadığı anlamına gelir. Bir durum ümitsiz göründüğünde ya da elimizdeki mesele çok bunaltıcı olduğunda, Tanrı'dan şüphe etme eğiliminde olabiliriz. Ancak Hristiyanlar hiçbir sorunun Tanrı'nın çocuklarına gösterdiği egemen ilginin kapsamı dışında olmadığını hatırlamalıdır. Bizimle ilgileneceğine (Filipililer 4:19), bizim için iyi planlar yapacağına (Yeremya 29:11) ve bizi ölçüsüz seveceğine (Romalılar 8:37-39) söz vermiştir.
Mısır'dan Çıkış 14:14'te Musa İsrailoğulları'na, "RAB sizin için savaşacak, siz sakin olun yeter" der. O anda Kızıldeniz'in kenarında duruyorlardı, önlerinde deniz, arkalarında Mısır ordusu tarafından kuşatılmışlardı. İsrailliler görünüşte imkânsız bir durumdaydılar, ama bu durum bizzat Rab'bin kendisi tarafından yaratılmıştı. Kaçan kölelerin peşine düşmesi için firavunun yüreğini katılaştıran Tanrı'ydı (Mısır'dan Çıkış 14:4, 8). Tanrı neden böyle bir şey yapmıştı? Kutsal Kitap bunun nedenlerinden bazılarını şöyle sıralar: Çünkü Tanrı Mısır'a kendisinin RAB olduğunu açıkça göstermek istemiş ve böylece Firavun üzerinde yüceliğe sahip olmuştur (Mısır'dan Çıkış 14:4). Ve Tanrı İsrail'e kendisinin onların Kurtarıcısı (Mısır'dan Çıkış 6:6) ve Kurtuluşları (Mısır'dan Çıkış 14:13) olduğunu öğretmek istediği için. Bu durumdan kendi başlarına kurtulmaları mümkün değildi; sadece Tanrı'nın onlar adına harekete geçmesini beklemeleri gerekiyordu (çapraz başvuru Mezmur 27:14). Mısırlılar ve İsrailliler arasında gibi görünen savaş gerçekte Mısırlılar ve Rab arasındaydı (Mısır'dan Çıkış 14:4).
İmanlıların Mısır'dan Çıkış öyküsünden öğrenebilecekleri dersler güçlü ve yaşam değiştirici olabilir. Hristiyanlar savaşlarında Tanrı'ya güvendiklerinde, genellikle çatışmaya eşlik eden panik, korku ve umutsuzluk gibi durumları aşabilirler (Mısır'dan Çıkış 14:11-12). Tıpkı köşeye sıkışan İsrail gibi, bir sorun karşısında hiçbir çıkış yolu göremediğimiz zamanlar olabilir. Büyük olasılıkla İsraillilerden hiçbiri devasa denizin ortadan ikiye bölünerek kendilerine kaçış yolu sağlayacağını düşünmemiştir. Hristiyanlar Tanrı'nın Sözü'ne inandıklarında (2.Tarihler 20:17), hiçbir savaşın Tanrı'nın üstesinden gelemeyeceği kadar zorlu ya da devasa olmadığını öğrenirler (Yeşu 1:5).
Musa Yasa'nın Tekrarı 1'de İsrail'in geçmişinin bir kısmını gözden geçirir. Bu özette onlara Vaat Edilmiş Topraklar'ın sınırında cesaretli olmanın ve Tanrı'ya güvenmenin önemini hatırlatır. Kırk yıl önce İsrailliler ülkeyi gözetlemiş ve çok büyük ve çok güçlü olan Kenanlılar'a karşı koyamayacakları sonucuna varmışlardı (Çölde Sayım 13:31-33). O kuşağın iman eksikliği nedeniyle Vaat Edilmiş Topraklar'a girmelerine izin verilmedi. Musa yeni kuşağa atalarının güven eksikliğinden kaçınmalarını söyler: "Onlardan korkmayın, yılmayın. Önünüzden giden Tanrınız RAB sizin için savaşacak. Gözünüzün önünde Mısır'da ve çölde sizler için yaptıklarının aynısını yapacak. Tanrınız RAB'bin buraya varıncaya dek, çocuğunu taşıyan bir adam gibi sizi nasıl yol boyunca taşıdığını gördünüz" (Yasa'nın Tekrarı 1:29-30). Tanrı'nın halkı imanla itaat ettikçe, her fırsatta zafere ulaşacaklardı. "Zafer sağlayan RAB'dir" (Süleyman'ın Özdeyişleri 21:31).
Bugün birçok Hristiyan gibi İsrail de Tanrı'nın yol boyunca kendileri için verdiği savaşları unutmuştu (bkz. Yasa'nın Tekrarı 2:7). İsrailli casuslar ülkede "devler" görmüşlerdi (Çölde Sayım 13:33), tıpkı bugün Hristiyanların fethedilemeyecek kadar büyük görünen "dev" engeller, zorluklar ve sorunlar görmeleri gibi. "Devlerin" imanımızı çalmasına izin vermek sadece yenilgiye ve büyüklüğüne rağmen her sorunu kontrol eden Tanrı'ya karşı güvence eksikliğine yol açar (Romalılar 8:28).
Kontrol Tanrı'dadır, ancak bu Hristiyanların savaşlardan kaçabileceği anlamına gelmez, aslında Kutsal Kitap bunun tam tersini belirtir (2. Timoteos 3:12). "Sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı'nın beğenisini, Tanrı'nın beğenisi de umudu yaratır" (Romalılar 5:3-4). Bir inanlının tahammül, karakter ve umut dolu bir yaşam sürmesi için zırhını giymeli (Efesliler 6:10-17) ve Kurtarıcı'ya güvenmeliyiz. "İnsansal özelliklere güvenmeyiz" (Filipililer 3:3). Güvenimiz, savaşlarımızda savaşacak ve bizi sağ salim eve getirecek olan Tanrı'dadır (Yahuda 1:24-25). "Bazıları savaş arabalarına, Bazıları atlarına güvenir, Bizse Tanrımız RAB'bin adına güveniriz" (Mezmur 20:7).
English
Tanrı'nın bizim için savaşacağı ne anlama gelir (Mısır'dan Çıkış 14:14; Yasa'nın Tekrarı 1:30)?