Soru
Rab'be haykırmak ne anlama gelir?
Yanıt
Tanrı'nın sıkıntılı zamanlarda halkına karşı ne duygusuz ne de kayıtsız olduğundan emin olabiliriz. Gözyaşlarımızı görür, kederimizi paylaşır, üzüntülerimizi anlar, acı ve ıstırap dolu çığlıklarımızı duyar. Tanrımız sağır değildir. Teselli ve rahatlama bulmak için Kendisine yakaranlara sırtını dönmez.
Haykırmak, genellikle heyecanlı ya da ıstıraplı bir sesle yüksek sesle konuşmaktır. Kutsal Yazılar haykırışımızın amacından söz eder: Rab'be haykırırız. Yani, yardım istemek için sesimizi O'na yükseltiriz (bkz. 1. Samuel 7:8; Mezmur 38:8; 107:13, 19). Petrus dalgalar arasında batarken, İsa'dan kendisini kurtarmasını istemiş ve İsa da kurtarmıştır (Matta 14:30-31). Rab'be yakarışlarımız her zaman sözlü olmak zorunda değildir. Hanna derin bir ıstırap içinde dua etti ama sesi duyulmadı çünkü yüreğinde dua ediyordu (1. Samuel 1:10, 13). Tanrı bizim sessiz çığlıklarımızı da duyar.
Rab'be feryat etmek O'na olan mutlak bağımlılığımızı ortaya koymaktır. Gözyaşları içinde yakarırken, insani zaaflarımızı, zayıflıklarımızı ve eksikliklerimizi, yani önümüze çıkan sorunların üstesinden gelemeyeceğimizi kabul ederiz. Ağlayışlarımız bizim adımıza hareket etmesi için O'na güvendiğimizi gösterir. Öz irademizi özgürce O'nun mükemmel, egemen iradesine teslim ederiz.
"Sıkıntılı gününde seslen bana,
Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin" (Mezmur 50:15).
"RAB'bin gözleri doğru kişilerin üzerindedir,
Kulakları onların yakarışına açıktır.
RAB kötülük yapanlara karşıdır,
Onların anısını yeryüzünden siler.
Doğrular yakarır, RAB duyar;
Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.
RAB gönlü kırıklara yakındır,
Ruhu ezikleri kurtarır" (Mezmur 34:15-18).
"Çektiğim acıları kaydettin,
Gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin!
Bunlar defterinde yazılı değil mi?
Seslendiğim zaman,
Düşmanlarım geri çekilecek.
Biliyorum, Tanrı benden yana" (Mezmur 56:8-9).
"RAB her düşene destek olur,
İki büklüm olanları doğrultur.
Herkesin umudu sende,
Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.
Elini açar,
Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.
RAB bütün davranışlarında adil,
Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
RAB kendisine yakaran,
İçtenlikle yakaran herkese yakındır.
Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların,
Feryatlarını işitir, onları kurtarır." (Mezmur 145:14-19).
Tanrı, kederli zamanlarında bireylerin feryatlarına kulak verir, ancak Tanrı aynı zamanda halkının yakarışlarını da duyar ve yanıt verir. İbrani halkı Mısır'da çoğaldıkça, Firavun'un demir yumruklu yönetimi altında çektikleri acı da arttı. Seçilmiş halkının kederli çığlıklarını duyan Tanrı, İsraillileri Mısır esaretinden kurtarıp Vaat Edilmiş Topraklar'a götürdü. Yeruşalim'in yeniden inşasını yöneten Nehemya şöyle yazmıştır: "Atalarımızın Mısır'da çektiklerini gördün, Kamış Denizi'nde yakarışlarını işittin. Firavuna, görevlilerine ve ülkesinin halkına karşı mucizeler, harikalar yarattın. Çünkü atalarımızı nasıl ezdiklerini biliyordun. Bugün olduğu gibi ün kazandın. Denizi yararak atalarımıza yol açtın. Denizin ortasından, kuru topraktan geçip gittiler. Onları kovalayanları ise bir taş gibi azgın derin sulara fırlattın" (Nehemya 9:9-11).
Tanrı tövbe eden günahkârların bağışlanma ve kurtuluş isteyen çığlıklarını da duyar. İsa'nın dua eden iki adamla ilgili benzetmesinde, adamlardan biri kendinden memnundur; diğerinin ise pişmanlık dolu bir yüreği vardır. Kurtarıcımızın bu iki adam hakkında ne söylediğine kulak verin:
"Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: 'Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: ‘Tanrım, öbür insanlara –soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere– ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyordu. 'Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir'" (Luka 18:10-14).
Suç ve günaha batmış bir Yahudi haini olan rüşvetçi vergi görevlisi, kırık bir yürekle Tanrı'ya yaklaştı ve bağışlanmak için yalvardı. Saygın bir din önderi olan Ferisi ise kendisini dindarlığın parlak bir örneği olarak görüyordu. Tanrı bu iki adamdan sadece vergi görevlisinin sesini duydu. Her iki adam da dua etti, ama sadece vergi görevlisi Rab'be gerçekten yakardı.
Kutsal Yazılar kendi ayaklarımız üzerinde durmamız gerektiğini öğretmez; aksine, sıkıntılı zamanlarda O'na gitmemiz gerektiğini öğretir. Tanrı bizi önemser. Bizi sever. Bizimle birlikte ve bizim için durur. Bizi kurtarmaya gelmekten zevk alır. Kendi kendine yetmenin itaatkâr bir inanlının özelliği olmadığı sonucuna varabiliriz. Sıkıntılı anlarımızda Rab'be yakarmalıyız.
English
Rab'be haykırmak ne anlama gelir?